HALEP'TE BULUNAN HAREMEYN EVKÂFI VE SURRE

HALEP'TE BULUNAN HAREMEYN EVKÂFI VE SURRE

Kemal Gurulkan

İki harem anlamına gelen Haremeyn, ıstılah manası itibariyle sınırları Hazret-i İbrahim ve Hazret-i Muhammed tarafından tespit edilen Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere şehirlerinden her birini ifade etmektir.
Osmanlı kaynakları ile devrin resmî yazışmalarında hemen tamamında Mekke ve Medine yerine Haremeyn tabiri kullanılmış ve sıfat olarak da Haremeynü'ş-Şerifeyn, Haremeyn-i Muhteremeyn, Haremeyn-i Muharremeyn tavsifleri tercih edilmiştir. Bazen bu tabirin içine Kudüs de girmiştir.
Osmanlı'dan önce kurulan bütün Müslüman devletler;
﷓Mekke ve Medine'nin ihtiyaçlarını temin,
﷓Hacıların güvenliklerinin temin edilmesi, yolculuk sırasında gıda, giyecek, ulaşım için deve ve su tedariki,
﷓Haremeyn'in su ihtiyacının karşılanması,
﷓Kabe ve mukaddes mekanların örtülerinin temini,
﷓Mukaddes mekanların süslenip aydınlatılması,
﷓Eğitim, sağlık, imaret ve sebil hizmetleri verilmesi,
﷓Temizlik işleri ve hamam tesisi,
﷓Haremeyn'de yaşayan fukaranın ihtiyaçlarının giderilmesi, eşraf ve görevlilerin tahsisatlarının karşılanması,
﷓Vekaleten hac yaptırmak
gibi hizmetlerin yürütülebilmesi için yardımlarda bulunmuşlar ve bir kısım hayrat yaparak bu faaliyetlerin ifasını temin etmişlerdir. Nadiren de olsa bazı vakıflar da bu hizmetlerin ifâsı için kullanılmıştır. Bu işleri maddî ve siyasî gücü olanlar kutsal bir vazife addederek yapmışlardır. Osmanlı Devleti'nde 1517 öncesi Haremeyn'e bir kısım yardımlar yapmakla birlikte bu tarihten sonra yapılan yardımlar sürekli olmuştur.
İşte bu amaçlar için imparatorluğun bütün coğrafyasına dağılmış olan vakıflara Haremeyn Evkâfı denilmektedir. Haremeyn Evkâfı 1586 yılına kadar Babüssaade Ağaları tarafından idare edilirken bu tarihte idaresi Darüssaade Ağalarına verilmiştir.
Darussaade ağaları, İstanbul ve diğer vilayetlerde bulunan Haremeyn ve kendi nezaretlerinde bulunan evkâfın gelirlerini, vakfiyelerdeki şartlara göre her sene memurları vasıtası ile toplarlardı. Vakıf şartlarını esas alarak tasnif edildikten sonra Mekke, Medine ve varsa Kudüs tahsisatını surre ile gereken yerlere ulaştırılması için ayırırlardı. Fazla kalan meblağı ise Topkapı Sarayı'nda Daire-i Mahsusa diye anılan yerde bulunan Haremeyn Dolabı'na koyarlardı. Bu işlemden sonra muhasebeciler evkâfın senelik hesap defterlerini hazırlar, irad, masraf ve bakaya her ne ise bir bir yazılarak padişaha takdim ederlerdi.

HALEP'İN OSMANLI İDARESİNE GEÇİSİ VE VAKIFLARIN DURUMU
Yavuz Sultan Selim'in başında olduğu Osmanlı Ordusu'nun Memlüklü kuvvetlerini mağlup edip Mısır ve çevresini ilhak etmesi üzerine Memlüklerin siyasi hakimiyetini kabul etmiş olan Hicaz hâkimi Şerif Ebu'l-Berekât ibn-i Muhammed el-Hasenî (931/1525) vakit geçirmeden oğlu Ebu Nümey(992/1584)'i asırlardır muhafaza edilen mukaddes emanetlerin bir kısmı yanında olduğu halde Mısır'a göndermiştir.
Halep ise Mercidâbık Savaşı'ndan (24 Ağustos 1516) sonra Osmanlı hâkimiyeti'ne girmiştir (28 Ağustos 1516). Bu sırada doğu ile batı ticaretinde önemli bir merkez olarak gelişme göstermekte olan Halep'in geçmişinde rastlanmayan büyük bir gelişme devri başlamış ve Osmanlılar devri Halep tarihinin birçok bakımından tarihinin en parlak dönemini teşkil etmiştir.

Osmanlı Devleti'nde kurulmuş vakıfları idari bakımdan iki sınıfta incelememiz mümkündür:
1-Şartları bakımından tesis edildiği yerdeki mahallî hizmeti tahakkuk ettirmeye yönelik olanlar. Bunlar mahallî idareci ve mütevellîler vasıtası ile yönetilmişlerdir.
2-Gelir kaynakları ve şartları icabı bizzat devlet merkezinin tanzimine ihtiyaç duyulanlar. Haremeyn vakıflarının büyük çoğunluğu gelir kaynakları ve şartları icabı bu sınıfa girmektedir.

Haremeyn Vakıfları diye isimlendirdiğimiz vakıfların hepsi mahiyetleri itibariyle aynı değildir. Bazı vakıfların bütün gelirleri Haremeyn hizmetlerinin muhtelif alanlarına hasredilmiş iken, bazılarının ise bir kısmı ya doğrudan ya da şartlı olarak bu hizmetlere tahsis edilmiştir. Bütün gelirleri Haremeyn'e tahsis edilmiş olan vakıflar sayı itibariyle diğerlerine oranla az olmakla birlikte gelir kaynakları olarak gayet zengindirler.
Gelirlerinden bir kısmını doğrudan ya da şartlı olarak Haremeyn'e tahsis eden vakıflar;
1-Değişik gayelerle kurulmuş olan bir vakfın, gelirlerinden bir kısmının Haremeyn hizmetlerinden her hangi birine tahsis edilmesi.
2-Şarta bağlı olarak yapılan vakıflardır. (Zürrî vakıflar gibi)

Ayrıca gelirlerinden tamamı, bir kısmı veya vergisi Haremeyn'e şart edilmiş olan arazi vakıfları ile Mısır ve çevresinde kurulmuş olan deşîşe vakıfları da Haremeyn vakıflarının çeşitleridir.

Haremeyn Evkafı ile ilgili defterlerde kurucuları zikredilmeyen ancak mahsullerinin tamamı, bir kısmı veya vergileri Haremeyn'e vakfedilmiş olan araziler de bulunmaktadır. Bu vakıflarda diğer Haremeyn Evkâfı gibi Haremeyn Evkâf Nezâreti tarafından idare edilirdi.


HALEP'TE BULUNAN HAREMEYN VAKIFLARI

Yörüklerden alınan Haremeyn tahsisatı
Bir kısım yörük aşiretleri Haremeyn Evkâfı mukataalarına iskân edilmişler ve Haremeyn Evkâfı reâyası olmuşlardır. Halep Eyâleti, Yeniil Türkmenleri'nin kışlağı, Arap Urban Aşiretlerinin de yaylağı idi. Bu itibarla aşiret gelirleri önemli bir yer tutmakta idi. Halep Türkmen hasları ile Sığla (İzmir ve çevresi) ve Mardin hasları Haremeyn Muhasebesinin en önemli gelir kaynakları olan mukâtaalardı.
Halep'te gelirleri Haremeyn Evkâfı'na verilmiş olan mukataa arazileri Antep'te bulunan Karluk Aşireti'ne 1842-1851 yılları arasında yıllık 2000 kuruş, Cumalı Aşireti'ne 800, Hocalı Aşireti'ne 100 ve Bekmişli Aşireti'ne 800 kuruş ile icara verilmişti. Başka bir defterde ise Antep'te bulunan dört aşiretten elde edilen gelir isim zikredilmeden yıllık 3700 guruş olarak kaydedilmektedir.
Haremeyn hissesi bulunan Köy ve mezraalardan elde edilen gelirler:
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan 1536 tarihli Tapu Tahrir Defteri'nde Halep Sancağı köy ve mezraalarından Haremeyn Evkâfı hissesi olanlara baktığımızda ise on dokuz karye ve on sekiz mezraa tespit edilebilmektedir. Bunlardan bazıları:
Karye-i Nakkâm, Karye-i Atrun, Karye-i Astamek, Karye-i Keşf-i İzbud, Karye-i Fattira, Karye-i Mecdelya, Karye-i Kefrlaka, Karye-i Eyyu gibi Karyeler.
Mezra‘a-i Seyfat, Mezra‘a-i Halazuna, Mezra‘a-i Nakkal, Mezra‘a-i Başata, Mezra‘a-i Sezmeşti, Mezra‘a-i Acuriyye, Mezra‘a-i Tel-Susin gibi Mezraalar.

HAREMEYN EVKÂFI MUSAKKAFÂT VE MÜSTEGALLÂT GELİRLERİ

Musakkafât Gelirleri
Haremeyn vakıflarının gelirlerinden biri de musakkafâtlardan (çatılı bina) elde edilen kira gelirleridir.
Vakıf musakkafâtlarının işletilmesi genellikle kira ile olmaktaydı. Kiralar ise icare-i vahide de denilen icare-i sahihalı (tek kiralı), icareteynli (çift kira) ve mukataalı olmak üzere üç şekilde olmaktaydı. Halep'te de Haremeyni'ş-Şerifeyn Evkâfı'na ait musakkafât ve müstagallât (arazi) vakıf mülkleri, bu üç şekilde kiraya verilmiştir.
1842-1851 yılları arasında Halep'te Haremeyn Evkâfı'na ait icare-i vahideli 113 bâb vakıf mülkü vardır. Bunlardan 28'i dükkan, 4'ü menzil, 2'si hamam, 3'ü değirmen, 1'i kahvehane, 5'i tarla bağ ve bahçe, 1'i mukataa zemin bahçesi, 37'si maktuat, 2'si aşâir geliri ve 1'i aşar gelirlerinden oluşmakta idi. Halep'te bulunan Haremeyn Evkâfı'nın 10 yıllık muhasebesini gösteren bir vakıf defterinde kira bedellerinin genellikle sabit kaldığı, ancak tarla bağ, bahçe ve değirmen kiralarında bir takım değişmeler olduğu tespit edilmektedir. Aynı dönemde Halep'te Haremeyn Evkâfı'na ait 70 icareteynli vakıf mülkü bulunmakta bunların 32 tanesi dükkan, 27 tanesi menzil, 5 tanesi han, 4'ü bahçe, 1'i kaysılık ve 1'i kahvehane idi. 1842-1851 arasında on yıllık dönemde 27975 kuruş muaccele tahsil edilmişken aynı yıllarda 57218 kuruş da müeccele tahsili yapılmıştır.
EK I'de tablo olarak da vermiş olduğumuz defterde vakıf yerlerden elde edilen kira gelirlerini grafik olarak vermek 1844-1848 yılları arasında elde edilen kiraların vakıf malların türlerine göre dağılımı ve bunlara yapılan özellikle tamir masraflarının kıyaslanabilmesi bakımından yararlı olacaktır. (SLAYT SUNUMDA GRAFİKLERİN YORUMU)
Osmanlı Arşivi Evkaf defterlerinde Halep'te bulunan Haremeyn evkâfının irâd ve masraf kalemlerinin gösterildiği, Haremeyn'e gönderilmek için tahsis edilen surre miktarlarının ve bunların Mekke ve Medine ahalisi arasındaki taksimine dair incelemiş olduğumuz 31 Mayıs 1850 tarihli defterde, 1260-1264 (1844-1848) yılları arasında gelirleri Haremeyn'e tahsis edilmiş yirmi yedi dükkan, bir fırın, iki kahvehane, iki hamam, üç değirmen, iki han, yirmi yedi menzil ile on dokuz mezraa, on bir karye ve aşiret hisselerinden oluşan gelirler; dükkan, menzil gibi vakıf yerlerinde yapılan tamir masraflarını tespit etme imkanını bulmaktayız.
Yukarıdaki tablo incelendiğinde kira gelirlerinin genel olarak dengeli olduğu görülmektedir. Küçük düşüşlerin yaşandığı yıllarda ise tamir masraflarında artış olduğu EK I'deki tablo üzerinden takip edilebilmektedir.
Aynı defterde icara verilmiş olan dükkan, han, kahvehane, değirmen gibi vakıf yerlerinden tamire muhtaç olanların tamirlerine, Haremeyn idaresi personel giderlerine, büro masraflarına ve nihai olarak Surre tahsisatına ayrılmak suretiyle gider olarak kaydedilmiş olan kalemlerin toplamlarını tablo vasıtası ile kıyas etme imkanı bulabildiğimiz gibi, yıllar içinde giderlerin türlerine göre dağılımlarını gösteren grafik ile de gider kalemleri arasında kıyaslayabilmekteyiz.
Gelirler ve giderlerin gösterilmiş olduğu tablolar ve çıkarılan mizan neticesinde gelir-gider farkı olan miktarın ne olduğu defterde gösterilmiş bunun 52867 kuruş, 30 paralık kısmının Halep Hazinesi'ne teslim edildiği, kalan 4763 kuruş 10 paranın ise tahsil edilmekte olup en kısa sürede teslim edileceği ifade edilmektedir.
Evkâf defterleri arasında incelemeye tabi tutmuş olduğumuz 12230 numaralı defterde vakıf mallarının dökümü yapılırken tarih araştırmaları bakımından önemli bir hususu daha tespit etme imkânına sahip olmaktayız. Bu da bölgede bulunan çarşı ve han gibi ticaret merkezlerinin isimleri ile mahalle, sokak, ibadethâne ve ziyaretgâhlar, kaza, nahiye, karye ve mezraa isimlerinin tespit edilmesi.
Defterde bu şekilde tespit edilmiş olan isimler şunlardır:
Çarşılar: Antakya Kapısı Çarşısı, Aslandede Çarşısı, Attarîn Çarşısı, Bâb Kapısı Çarşısı, Babü'l-cüneyn Çarşısı, Babü'n-nasr Çarşısı, Bâdestân Çarşısı, Bankusa Çarşısı, Ekrad Mahallesi Çarşısı, Darb Çarşısı, Demirkapı Çarşısı bunlardan bazılarıdır.
Hanlar: Bulgurhanı, Tütün Hanı, İpek Hanı.
İbadethâne ve ziyaretgâhlar: Oğlik Camii, Behrâmiye câmii, Kırklar Tekyesi, Benî Kâlib Aleyhisselâm.
Kaza ve Nahiye isimleri: Nefs-i Haleb, Ayntab, Kilis, Antakya, A‘zaz, Com, Cebel-i Sem‘an, Eriha, Bâb, Kuseyr, Menbiç, Kul Suruc.
Mahalleler: Akabe Mahallesi, Akyol Mahallesi, Bab-ı Kaszîn Mahallesi, Bab-ı Kınnasrîn Mahallesi, Bahista Mahallesi, Bendere Mahallesi, Beyaz Mahallesi, Câmiikebir Mahallesi, Cedîde Mahallesi, Şersuy Mahallesi, Tatarlar Mahallesi de mahalle isimlerinden örneklerdir.
Sokak isimleri: Besâtine Sokağı (Kastel Harâmı Mahallesi) Kına Sokağı (Ferafire Mahallesi), Dolap Sokağı (Beyaz Mahallesi).
Karye ve mezraa isimleri: Karye-i Arreşşimâliye (Ruc ), Karye-i Ayn-i Hacer (Com), Karye-i Cibrin (Cebel-i Sem‘an), Karye-i Çeki (A‘zâz), Karye-i Kaykun (Şukur), Karye-i Kefr-i Suğrâ (Com), Karye-i Nuhiye (Kuseyr) gibi karye isimleri ile Mezra‘a-i Mansuriye (Bâb), Mezra‘a-i Sak (A‘zâz), Mezra‘a-i Sur (kurb-ı Ekre-A‘zâz), Mezra‘a-i Şerminâz (A‘zâz), Mezra‘a-i Şeyh Mehmed (kurb-ı Kilis), Mezra‘a-i Tabîbe (Kuseyr) gibi mezraalar isimleri tespit edilmektedir.
Aşar gelirleri
Osmanlı Devleti'nde en önemli gelir kaynaklarından biri olan aşar gelirleri, aynı zamanda da vakıfların da düzenli gelir kaynaklarından idi. Halep'te bulunan ve aşar geliri Haremeyn Vakfı'na ait 31 karye ve mezraadan yıllık 27000-35000 kuruş arasında gelir temin ediliyordu. Bunlardan 27210 kuruş ile en az gelir 1847 yılında, 37525 kuruşla en fazla gelir ise 1851 yılında gerçekleşmiştir.
1285 (1869) yılında Halep İdare Meclisi tarafından iltizâma verilen karye ve mezraalardaki vakıf arazilerinden elde edilen aşar gelirinden Haremeyn Evkâfı hissesi bulunan karye ve mezraaların Haremeyn hisselerinin görülebildiği aşar defterinde söz konusu karye ve mezralardan bir kaçı ise;
Ayn-i Mezyad mezraası 1795 guruş, Cibrinü'l-fıstık karyesi 532 guruş, Vahşiye mezraası 400 guruş, Telkalaş mezrası der Şem‘an 366 guruş 30 para, Şeri‘ ve Aynü'l-beyza mezraası der Şem‘an 740 guruş, Areşşimâliye mezraası der Ruc 5335 guruş 25 para şeklinde tespit edilmektedir.
Halep Haremeyn İdaresi'nde Görevli Personel:
Evkâf Defterleri arasında bulunan mütevelli Çal Mehmed Halife'nin arzıyla hazırlanmış olan 8 Temmuz 1759 tarihli Haremeyn Muhasebe defterine göre Halep Haremeyn idaresinde görevli bulunan personelden bazıları şu şekilde ortaya çıkmaktadır:
Mütevelli, nâzır, kâtib, câbi, câbi-i Ayntab, câbi-i Birecik, mimar, meşârık, sarraf, sandukî-i defter ve senedât, hatîb-i sânî-i câmi-i Mihmandâr-Kilis, imâm-ı Mescid-i Ömeri, kârî, cüzhân, dersi‘âm-ı câmi-i kebîr.
Surre ve Halep Haremeyn Evkâfı Surre Tahsisâtı
Surre'nin kelime manası kese, para kesesi, içine akçe ve dinar koyulan çıkındır. Istılah manası ise, Abbasilerden itibaren İslâm devletlerinin yöneticileri, bürokratları, zenginleri ve diğer halk tabakalarından hayır sahiplerinin Mekke ve Medine'deki mukaddes mekanların faaliyetlerinin devamı, oralarda hacc için bulunan ihtiyaç sahiplerine ve bu mekanların temizlik, tamir ve benzeri şeyleri icra eden şahıslara imkânlarına göre tahsis ettikleri para, değerli eşya ve hediyelerden oluşan ve genellikle Receb ayında yola çıkarılarak Zilhicce ayında ulaştırılıp dağıtılan bir hizmet türüdür.
Haremeyn'e ilk Surre Abbasiler devrinde (133-656/750-1258) Halife Mehdî (158-168/775-785) tarafından gönderilmiştir. Osmanlı Devleti'nde ise Yıldırım Bayezid devrinden itibaren Haremeyn'e Surre gönderilmeye başlanmıştır.
Hicaz'ın Osmanlı idaresine girişinden sonra Osmanlı hükümdarları Haremeyn'de Memlûkluların başlatmış oldukları işleri aynen devam ettirmişlerdir. İdareleri altındaki diğer topraklardan farklı olarak Hicaz'da timar, zeâmet ve mukâtaa tatbikine girmemişlerdir.
Surre'nin iki gelir kaynağı vardır:
1-Sultan ve Valide Sultanların gönderdikleri para(altın) ve özel hediyeleri. Bu para ve hediyeler, isimleri daha önceden tespit edilen Haremeyn ahâlisine, muhtaçlarına, fukarasına, mukaddes mekânlarda Kur'an okuyanlara ve Haremeyn idarecilerine gönderilirdi.
2-Vakıf tahsisatları. Haremeyn'e tahsis edilen vakıf gelirlerinin şarta uygun olarak toplanıp gönderilmesi ile oluşurdu.
Osmanlılar döneminde Sadakât-ı Rumiye; Osmanlı sadakaları gönderen yere göre; İstanbul Surresi, Şam Surresi ve Mısır Suresi olarak isimlendirilirdi.
Surre alayının güzergâh ve gidiş şekli zamanla değişiklikler göstermiştir. 1864 yılına kadar karadan katır ve develerle gönderilirken, bu tarihten itibaren denizden vapurla, 1908'de Hicaz Demiryolu'nun yapılması üzerine de trenle gönderilmeye başlanmıştır.
Osmanlı Devleti'nde yollar Anadolu ve Rumeli'de genel olarak sağ, orta ve sol kol olmak üzere üç ana güzergah ile bunlara bağlı ikinci derece yollardan meydana gelmiştir. Bu yollar üzerinde yolcuların zorluk çekmemesi için konaklama yerleri olan menziller yapılmıştır. Sağ kol, Üsküdar-Gebze-Eskişehir-Konya-Adana-Antakya yolu ile Halep ve Şam güzergâhını takip eden hac yoludur.
Şam Surresi: Şam ve Halep gibi İstanbul'dan ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinden gelen hacc ve kervan yollarının kesiştiği büyük şehirler başta olmak üzere Suriye bölgesinde Memlûklular ve Osmanlılar zamanında tesis edilen Haremeyn Vakıfları'ndan teşekkül ettirilen surredir.
Surre defterlerini üç kısımda değerlendirmek mümkündür:
1-Tevziat defterleri: Surre'den pay alanların, pay almaya hak kazananların alacakları miktarları içermektedirler.
2-Tahsisat defterleri: Devrin sultanının hususi tahsisatı ile Haremeyn'e şart edilen vakıflardan elde edilen miktarları içeren defterlerdir.
3-Surre Muhasebe Masraf defterleri; Surre Alayı'nın Dersaadet'den Haremeyn'e varıncaya kadar dönüşü sırasında yapılan ayrıca Urban için yapılan masraflar ile menzillerde bulunan şahıslara verilen bohça ve hediyelerin yazıldığı defterler. Bu defterlerden aynı zamanda Surre güzergahı ve menziller de tespit edilebilmektedir.
Mekke ve Medine'de bulunan fukara, Surre Defterleri'nde Cemaat olarak kaydedilmiştir. Bazı defterlerde bu kişilerin sayıları, mensup oldukları cemaatler ve surreden aldıkları pay genel olarak verilirken ahâli-i Mekke-i Mükerreme, ahâlî-i Medîne-i Münevvere gibi, bazı defterlerde ise mensup oldukları cemaat adı altında isimleri tek tek zikredilmektedir.
Mekke ve Medine'nin çevresinde oturan fukara ise Surre Defterleri'nde mücavir olarak zikredilmektedir.
1590'lı yıllarda Halep'ten Haremeyn'e gönderilen Surre tahsisâtı miktarları ve gönderilen paranın cinsi değişiklik göstermektedir.
1593 yılında 718 altın olarak Halep'ten gönderilen Surre miktarı, 1594 yılında 1971 sikke, 1595 yılında ise 376 sikke-i hasene olarak karşımıza çıkmaktadır.
Halebiye olarak isimlendirilen Halep Vakıfları'nın surre tahsisatlarını gösteren defterlerde genel olarak aşağıda geçen şekildedir. XVIII ve XIX. Yüzyıllarda incelemiş olduğumuz değişik tarih aralıklarındaki defterlerde Halep Haremeyn Evkâfı'nın tahsisâtı genel olarak yarısı Mekke ve diğer yarısı Medine ahalisine tahsis edilmiş 1800 kuruştur. Bunun yanı sıra Sultan Gavri Evkâfı çoğunlukla 1050-1100 kuruş aralığında ve yine Hoca Ömer Efendi Vakfı'ndan Sabun Han icâresinden Haremeyn'e tahsis edilmiş meblağda yine genel olarak 600 kuruş olarak karşımıza çıkmaktadır.

Haleb ve Şam-ı şerîf havâlisinden verilen evâmir-i aliyye mantûkunca tahsîl ve mahall-i mubârekeye teslîm olunmak üzere Surre-i Hümâyûn Emîni ma‘rifetiyle tahsîl olunacak havâlât:

Haleb'de vâki‘ Haremeynü'ş-şerifeyn vakfından tahsîli lâzım gelen1800 guruş Yine Haleb'de vâki‘ merhûm Sultan Gavri Evkâfı'ndan tahsîli icâb eden1050 guruş
Mekke-i Mükerreme900 guruş Medîne-i Münevvere900 guruş Mekke-i Mükerreme525 guruş Medîne-i Münevvere525 guruş
Yine Haleb'de vâki‘ Hoca Ömer Efendi Vakfı'ndan Sabun Han icâresinden tahsîli îcâb eden600 guruş-Medîne-i Münevvere

Haremeyn Vakıfları dışında Halep bölgesinden devletin çeşitli gelirlerinden belirli hisseleri Haremeyn'e vakfettiği görülmektedir.
1856 tarihli bir Evkâf defterinde Halep Eyâleti'nin her yıl Surre'ye 89500 kuruş tahsisat gönderdiğini, bu meblağın hangi gelirlerden karşılandığı ve bunlar arasından Haremeyn Hazinesi'nden 778 kuruş 20 parasının Halep Haremeyn Evkâfı gelirinden gönderildiğini tespit edebilmekteyiz. Belgenin tablosu incelendiğinde Surre tahsisâtının önemli kısmının vakıf gelirlerinden ziyade vergi gelirlerinden oluştuğu ortaya çıkmaktadır. Bunlar:
A‘şâr-ı Haleb, Rüsûm-ı Mukâta‘ât-ı Haleb, Vergi-yi Ayntab, Vergi-yi Kazâ-i Antakya, Vergi-yi Kazâ-i Reyhâniye, Kilis Kazâsı a‘şârından, Ayntab'da Mâlikâne mâl-ı mîrisinden, Resm-i Tapu kurâ-yı Halep mâlından, Haremeynü'ş-şerîfeyn Evkâfı hâsılâtından, Haleb'de mâlikâne mâl-ı mîrîsinden, Haleb Cizyesi mâlından, Haleb kurâsı avârız bedelidir.

Sonuç olarak; Osmanlı Arşivi'nde bulunan Evkâf muhasebe ve Surre defterleri üzerinde yapılan bu çalışmada merkeze konulmuş olan birkaç muhasebe defteri ve surre defteri ile ilgili yıllarda Halep'te çarşı, mahalle, han, hamam, kahvehane, değirmen gibi şehrin iktisadî hayatında önemli yer tutan mekanların varlığı, kira bedellerinin mahalle ve çarşılara göre karşılaştırılması ile şehir içinde kıyaslama imkanı bulunabilmektedir. Halep gibi ticaret yollarının kesişme noktasında bulunan bir şehirde Haremeyn'e ait yada Haremeyn'e hissesi olan vakıfların varlığı, vakıf malların yer ve durumu, bu vakıflardan her yıl Haremeyn ahalisi için gönderilen surre tespit edilebilmektedir. Defterlerde isim ve yerleri zikredilen vakıf yerlerin vakfedilme şartları, ne zaman vakfedildikleri gibi bilgilere ulaşmak ise Halep Şer‘iyye sicilleri üzerine çalışılmasını gerektirmektedir. Bu şekilde karşılaştırmalı olarak yapılacak bir çalışma ile bölgenin sosyo-ekonomik tarihi ve vakıfların bunda yeri daha iyi ortaya konulabilecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar